2. Abdülhamit
31/Ağustos/1876'da Osmanlı taht'ına kuud eden Abdül-hamid Hân, 7/.Eylül/1876'da kılıç kuşanma merasimi için deniz yoluyla gitmiş olduğu Eyüb Sultan'dan dönüşü beygir üstünde olmuş ve yolda rastladığı İngiliz b.elçisine eliyle selâm verdiği gibi yanına gönderdiği bir kurenasiyia, hatır istifsar ederek gözlerinden hiç bir şeyin kaçmadığını elçiye ihsas etmiş oldu. Dönüş yolunda yer alan bütün padişah türbelerini ziyaretle dualar ettik ten sonra şimdiki İstanbul Üniversitesinde bulunan Seraskerlik makamına gelip burada subaylarla birlikte karavana yedi. Yemeğin ardından bir nutuk irad eyledi. Serasker vekili Redif Paşa da mukabil bir konuşma yaptı. Sultan Hamid; deniz kuvvetlerini, şeyhülislâmlık dâiresini, Asker hastanelerini ziyaret ederek, kendisini sevdirmeye gayret gösterdi.
Osmanlı Padişahlarının; 34.sü, hilâfet-i Osmaniyenin 25. halifesidir. 22/EyIül/1842'de Eski Çırağan Sarayında, sabaha karşı, Abdülmecid Hânın Tiri Müjgân adlı kadınefendisinden dünya'ya gelmiştir. 75 sene, 4 ay, 9 gün süren ömrünü, İslâm düşmanları karşısında siper vazifesi görebilmek için bütün varlığıyla vakfetmiş ve nihayet bu hayat çizgisinin 10/Şubat/1918 saat 15.oo sıralarında Beylerbeyi Sarayında noktalandığını görüyoruz.
Sultan Abdülhamid dönemi Osmanlı devletinin en kritik ve 19. asrın son çeyreği ile 20. asrın ilk çeyreğine yepyeni, mükemmel bir münevverler zümresi hediye eden dönem olmak üzere mühürlemeye kalksak, asla mührü yanlış yere basmış olmayız. Vücuda getirmeye çalıştığımız bu târih eserinde bir döneme girişde belkide ilk defa kurduğu müesselerin listesini takdim etme yolunu seçtik. Çünkü; aşağıda okuyacağınız vak'alann bazı yorumlan size tuhaf gelebilecektir fakat bu zâtın kurduğu ve kurulması mecburî ve mu kadder olan müesseselerin banisi olması, bu gün üzerinde hür olarak, şanlı bayrağımızın altında, hudutlarımız içinde bir millet-İ islâmiye olarak yaşamamız önce lûtf-u İlâhî bilahire Sultan Hamid'in vücuda gelmesine bezl-i mesai sarfının ehemmiyetini idrâk, nankör olmayan her evlâd-i vatanın vazife-i vicdaniyesidir. Hemde biz bu müesseseleri yine ilk defa olarak bir ilmihalden alıyoruz ve bu ilmihalin merhum hazırlayıcısı, Türk Silahlı Kuvvetlerine, çeşitli makamlarda ve rütbelerde hizmet vermiş bulunan ve mesleklerin en muhterem olanlarından bir meslek olan öğretmenlikle, askeri mekteplerde nice subaylara ders vermiş bulunan Emekli Eczacı Kimyager Albay Hüseyin Hilmi Işık Efendi'yi de bu vesileyle rahmet ve minnetle yâd etmeyi vazife addediyorum. Bakın Hüseyin Hilmi Işık Efendi, şunları kaydediyor, değerli ilmihalinde 1971 senesi baskısında 916.sahifede:
Babası: Sultan Abdülmecîd Hân
Annesi: Tir-i Müjgân Kadın Efendi
Doğumu: 22 Eylül 1842
Vefâtı: 10 Şubat 1918
Saltanatı: 33 Yıl
Padişahlık Sırası: 34
İslâm Halifelik Sırası: 99
Cülûsu: 31 Ağustos 1876
Kabri: İstanbul Çemberlitaş Sultan II. Mahmud Hân Türbesindedir
Padişahlık Sırası 34
Saltanatı 33 Yıl
İslâm Halifelik Sırası 99
Cülûsu 31 Ağustos 1876
Babası Sultan Abdülmecîd Hân
Annesi Tir-i Müjgân Kadın Efendi
Doğumu 21 Eylül 1842
Vefâtı 10 Şubat 1918
Kabri İstanbul Çemberlitaş Sultan II. Mahmud Hân Türbesindedir
Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve İslam halifelerinin doksan dokuzuncusu. Sultan Abdülmecid’in ikinci oğlu olup 1842’de Tir-i Müjgan Sultandan doğdu. On yaşında iken annesini kaybeden şehzade Abdülhamid, babasının emriyle Perestu Kadın Efendinin himayesine verildi. Özel hocalar tayin edilerek iyi bir eğitime tabi tutuldu. Arapçayı, Ferid ve Şerif efendilerden, Farsçayı kazasker Ali Mahvi Efendi ve Sadrazam Safvet Paşadan; tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini Gümüşhanevi Ömer Hulusi Efendiden; Fransızcayı Gardet, Edhem ve Kemal paşalardan ve diğer din ve fen ilimlerini de sahasında üstad olan hocalardan öğrendi. Tahsilinden artan zamanlarını; ata binmek, silah kullanmak ve spor yapmakla değerlendirirdi.
Son yorumlar
7 yıl 2 hafta önce
7 yıl 4 hafta önce
7 yıl 4 hafta önce
7 yıl 4 hafta önce
7 yıl 47 hafta önce
8 yıl 8 hafta önce
8 yıl 23 hafta önce
8 yıl 23 hafta önce
9 yıl 13 hafta önce
9 yıl 27 hafta önce