TarihSayfası tarihsayfasi.com



III. Mustafa Hanın hayatı

Osmanlı Sultanlarının yirmialtıncısı ve islam halifelerinin doksan birincisi. Küçüklüğünden itibaren iyi bir eğitim ve öğretim gördü. Yüksek din ilimleri, Edebiyat, tarih, coğrafya , nücum(Astroloji), tıb, devlet idaresi ve askeri bilgileri devrin meşhur alimlerinden tahsil etti. Üçüncü Osman Han´ın vefatı üzerine 30 Ekim 1757´de hükümdar oldu.

Cülusunu (Tahta geçişini) müteakib ilan ettiği Adaletname ile reayanın vaziyetini düzeltti. Hazineyi zenginleştirmek için tedbir aldı. Devletin maliyesine zarar veren, zahmetsiz karlar peşinde koşan yahudi ve hıristiyan taifesinin sıkı kontrol altına alınmasını sağladı. Osmanlı Devleti´ni askeri bakımdan kalkındırmak için topçu sınıfını ıslah,

tophaneyi tanzim ve mühemdis mektebini te´sis yoluna gitti. Ordunun artan top ihtiyacına cevap vermek üzere Hasköy´de modern bir top dökümhanesi kuruldu. Bu iş için bilhassa Fransız ordusunda hizmet görmüş bulunan Baron de Tott´dan istifade edildi. Donanma faaliyetleri ele alınıp gemi inşaası hızlandırıldı.

Bu arada Urban eşkiyasının faaliyetleri, hac yolunu tehlikeye düşürmüştü. Bu olaylara sebep olan Beni Harb kabilesi şiddetle cezalandırıldı. İsyan eden Eflak voyvodası yakalanarak hapsedildi. Çıldır, Kars, Karaman, Aydın, Kıbrıs, Bosna ve Karadağ´da meydana gelen disiplinsizliklere karşı tedbirler alındı.

Üçüncü Mustafa Han dış siyasette daima temkinli hareket ederek sulh ve sükunu muhafaza etti. Fransa ve Prusya arasında yedi yıl devam eden savaşlara tarafların tahriklerine rağmen katılmadı. Osmanlı Devleti´ni bu devrede savaştan uzak tutan devlet adamları arasında bilhassa Sadrazam Koca Ragıb Paşa önemli bir yer tutmaktadır. Nitekim Ragıb Paşa´dan sonra devlet idaresinde söz sahibi olan paşalar arada daimi olarak bir ihtilaf bulunan Rusya ile harbe sebebiyet verdiler(1769). Osmanlı Kuvvetleri başlangıçta Kırım´da ve Tuna boylarında ağır yenilgiler aldı. İbrail, Bender, Kefe, Yenikale ve Kerç gibi müstahkem yerler Ruslar tarafından işgal olundu. Rus donanması Çeşme limanında yakaladığı Osmanlı donanmasına baskın düzenliyerek yaktı.

Bu mağlubiyetler üzerine idarede değişiklikler yapan Mustafa Han, Silahdar Mehmed Paşa´yı sadrazamlığa, Cezayirli Hasan Paşa´yı Kaptan-ı Derya´lığa, Muhsinzade Mehmed Paşa´yı Vidin seraskerliğine, Kırım Hanlığına da Üçüncü Selim Giray´ı detirdi. Bu tayinler ve fermanlarla vaziyeti düzeltmeye muvaffak olan Mustafa Han, Rusların Tuna Boylarındaki ilerlemesini önledi.1772´de başlayan sulh görüşmeleri muvaffakiyetsizlikle neticelendi. Yeniden başlayan savaşta Rusların Dobruca ve Kuzeydoğu Bulgaristan´daki Osmanlı Kasabalarını aldıktan sonra akıl almaz barbarlıklarla tahribetmeleri ve müslüman halkını küçük bebeklere varıncaya kadar, türlü işkencelerle öldürmeleri Mustafa Han´ın üzüntüden hastalanmasına ve 21 Ocak 1774´de bir cuma günü öğle ezanı okunurken hayata gözlerini yummasına sebeb oldu. Cenazesi Laleli Camii yanında bulunan türbesine defnedildi. Türbesinin başucunda yer alan bir çekmece içerisinde Peygamber efendimizin kadem-i şerifi ( Mübarek ayak izi) bulunmaktadır.

Üçüncü Mustafa Han, dindar, çalışkan, adil, hamiyetli bir padişahtı. Verdiği vazifeleri takib eder, mes´ullerinden hesap sorardı. Saltanatı boyunca devleti kalkındırmakla uğraştı. Fakat ne yazık ki, bu hususlarda kendisine yardımcı olacak devlet adamlarından mahrumdu. O bu sıkıntısını şu ktasıyla dile getirdi.

Yıkıluptur bu cihan sanma ki bizde düzele,
Devleti Çerh-i deni verdi kamu mübtezele
Şimdi ebvab-ı saadette gezen hep hazele
İşimiz kaldı hemen merhamet-i lem-Yezel´e

Üçüncü Mustafa Han ilme ve alimlere büyük değer verirdi. Alimleri huzurunda toplar, münazaralar yaptırır ve onları cömertce mükafatlandırırdı. Cihangir mahlasıyla şiirler yazdı. Padişahlığı zamanında sonradan çıkan Rusya harbinden dolayı memlekette başlayan sıkıntı ve buhrana rağmen, evvelce başladığı hayır ve imar işlerini mümkün olduğu kadar devam ettirdi. Üsküdar´da Ayazma camii´ni yaptırdı. 1766 zelzelesinde büyük hasar gören Fatih ve Eyyüb Sultan camiilerini yeniden inşa ettirdi. Yine aynı faciada yıkılan yüzlerce abide ve evi çoğu eskisi gibi olmak üzere bir kaç yıl içinde yeniden yaptırdı. Davudpaşa kasrı ile Kapalıçarşı´yı, baruthane´yi, Saraçhane´yi, Tophane ve Kızkulesi´ni tamir ettirdi.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <code> <ul> <ol> <li> <dl> <dt> <dd> <img> <b> <center>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

Biçimlendirme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi

Son yorumlar