Edebiyat, Sanat ve Kültür

Edebiyat, Sanat ve Kültür

Biz Osmanlılar eski ve büyük bir medeniyetin sahibi oldu­ğumuzu unutmamalıyız ve Avrupa medeniyeti ile gözümüz kamaşmamalıdır. Mimari eserlerimiz, iki binden fazla şâir yetiştirmiş olmamız da bunu ispat eder. Bunlardan Fazlı, Lâmiî, Baki gibi şâirlerimizin eserlerinde fevkalade bir gü­zellik ve tam mükemmeliyet vardır. Daha sonra Galib, Per­tev, Kemâl, Abdülhak Hâmid gibi şâirlerimizi sayabiliriz. (.) Hereke'deki hah fabrikamızda ve diğer endüstri sanatları­mızda yabancıları taklit etmekten kaçınmalıyız. Sa'nat ve edebiyatımızı kendi toprağımıza ait mevzular, kendi milleti­mize has esaslar üzerinde inşa etmeliyiz. (.) Gençlerimizde memur, asker veya ulemadan olmayı tasarlıyorlar; neden hiç bir Osmanlı, büyük bir tüccar, mahir bir zenaatkâr veya bir fen adamı olmayj düşünmüyor? Ben de marangozluk san'atı ile meşgul olduğumdan halka iyi bir numune sayılı­rım. (.) Bir gün; şerefime bestelemiş oldukları üç marşı al­dım. Bu bir gün için epey fazladır. Muhtelif milletlerden olan ve şahsıma eserlerini ithaf eden bestekârların sayısı, şimdi­ye kadar ikibini bulmuştur. Bu insanları nasıl mükafatlandır-malı? İstanbul'a gelip huzuruma çıkabilmeyi temin eden sa­natkârların her birine neden hediye vermeye mecbur ola­yım? Üstelik ağırbaşlı musikîlerini sevmiyorum. Çaldıkları parçaların çok güç olduğuna şüphe yok; fakat ben zihnimi yoran musikîyi değil, dinlendirici musikîyi tercih ediyorum. Klâsik musikîyi tercih edecek kadar musikişinas değilim. Musikîye büyük istidadı olanlardan biri, oğlum Burha- ned-din'dir." (agk: sh. 190/193/202/209/210 Hatırat-ı Abdülha-mid-i Sânı)
Top