TarihSayfası tarihsayfasi.com



Osmanlı-Rus Savaşında Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın İkazı

Yukarıda adı geçen Başımıza Gelenler adlı eserin yazarı Mehmed Arif Bey merhum diyorlarki: "Gazi Ahmed Muhtar Paşa ile bir gün bu harbin sebeb olduğu idarî malt ve askeri zararlarımızdan söz ederken Paşa: Demişti" Di­yor. Biz burda Gazi Ahmed Muhtar Paşanın savaşa girilme­mesi esbab-ı mûcibesini ifadeye lüzum görmüyoruz. Ancak buda öncelikle hatırlatmak zorunda olduğumuzu biliyoruz, savaşa girmeyin diyen zât sonunda haklı çıkmakla beraber karşı olduğu savaşın en kahraman kumandanları arasın­da tanınmış, ona göre azim ile vazifeyi de ifa etmiştir.

Simdi; biz Mehmed Arif Bey merhumun adı geçen eserinin 1. cildinin 96. sh.den Muharebeye gidiş sebebim başlıklı yazısından bir alıntı yapalım: "..Fakir; Erzurum vilâyeti Divân-t Temyiz Mahkemesi başkâtibi olarak bulunuyordum. Bazı dostlarım ve bilhassa mahkeme reisi bulunan merhum Nafiz Paşa'nın teşvikiyle yerli halktan iki tabur gönüllü asker teş­kil eyledik. Taburların birisi ve diğeri medreselerde­ki tâlebei ulûmdan müteşekkil olduğundan <İlmiye> Diyen Mehmed Arif Bey, bu istek üzerine taburu 4.ordu jurnal kalem başkâtibi adaşına bırakır ve ayrıca vali durumu içinde olan Kurt İsmail Paşaya vaziyeti bildirdikten sonra Ah-med Muhtar Paşa'nın yanına katılır. Mesai başlar ve Paşa, Ik iş olarak hudut arazisini de içine alan en büyük haritayı tet­kik etmek istediğinden yanma ister. Erkân-ı harplerin cevabı ise; meşhur Alman Kibert'in coğrafyasından kopya edilerek büyütülmüş bir kaç tane olup maksadı temin edermi bileme­yiz olur. Evet senelerdir imârına gayretle çalışılan bölgenin doğru dürüst bir haritası olmaması ne büyük eksikliktir diye hayıflanan Mehmed Arif Bey, çok mühim ve bilinmesi gere-bir bilgiyi adı geçen eserinin 100. sahifesinde şu ifadeyle . uiaştırıyor: ".Erzurum, Kars, Ardahan istihkamları yapı­lırken yâni muharebeden beş-on sene evvel bile oralarda birçok erkân-ı harp ümera ve zabıtanı bulunuyordu. Bunla-nn içinden Kütahyalı Akif Bey gibi bazı gayretli zatlar teklifini o zaman istihkâm komisyonu reisi bulunan Fosfor Mustafa Paşa'ya arzetüler ue izin istedi­ler. Lâkin Fosfor hazretleri ceua-bıyla bu adamların teklifini redetti."

Şeklinde vaziyeti bizlere aktardıktan sonrada, şu mütala­ayı yapıyor ki bir örnektir, aynı bu günde olu yor, böyle gi­derse yarın da devam edecektir: "İşte efendim; çok derin dü­şünenlerimiz böyledir. Pek derinine gitmeyenlerde yukarıda zahire meselesinde hâli gösterilen Sâmih Paşa gibidir. İkisi ortasını bulmak pek güç uesselâm."

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <code> <ul> <ol> <li> <dl> <dt> <dd> <img> <b> <center>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

Biçimlendirme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi

Son yorumlar